29 Temmuz 2012 Pazar

Can evi candır :)

Yaz okulu dedikleri şey pek tuhaf bi yaz geçirmeme sebep bu yaz...Garip bi ara bu ara,bi o kadar da keyifli ama.Bi koşuşturma ki pek olmayan cinsten...Hep son dakikaya kadar bekleyip iyice sıkıştığımız aralar...Deli gibi monopoly manyaklığına düştüğümüz zamanlar mesela...Bana kalırsa bombasıdır bu yazın...

Özlemlerim de tabi ki hep aklımda...İnanılmaz özledim bizimkileri.Alışık değiliz ki yaz sıcağında bu kadar uzak olmaya...Ne kadar koşturmaca olursa olsun,aklımdalar hep.Ama farklı bi yaz diyorum ya,şükürler olsun ki şükredebildiğimiz bi haldeyiz :)
Kafam o kadar karışık,günler karışık,aslında bi o kadar da olağan...Bilmiyorum işte çok tuhaf...

Bazen göz göre göre yoldan çıkmışlıklara müdahale edemiyorum.Bas bas bağırırken sözümü geçiremiyorum kendime...Yoruluyorum,çok fazla...
Bi amaç,bi uğraş...Çabalarım boşuna belki.Olsun,yarın dönüp baktığımda bi nebze olsun rahatlatabilirim belki içimi belli mi olur.Çabalamıştım derim,yaşamak gerekti derim...
Başarırım belki,belki de başaramam ama en azından hafızamda kalan bi yorgunluk yaratırım,uğraş verdim derim...

Dönüp baktığımda unutamayacağım o kadar çok zaman dilimi attım ki içime...Nefes aldığım sürece hep en kıymetlilerden...
Keyfimiz yerinde...
Hep diyorum,dostlar hep en can olanlar...




16 Temmuz 2012 Pazartesi

Özgür kız oldum bugün ben...

Çok tuhaf bi gün geçirdim ben bugün.
Koca gece inanılmaz bi mide ağrısıyla uğraştım,bi ara söküp atabilsem diye söylendim en içten halimle o kadar inletti beni.Hakkaten zor bi gece oldu yani.Sabah olmak bilmedi,zaman geçip gitmeye korktu sanki...Yatağa oturtup saniye saydırdı bana...
Sabah oldu bu sefer sınava yetişmeye koşturmak başladı...Bi işkencedir ki oda apayrı...Metrobüsüydü,sıcağıydı,trafiğiydi,ağrısıydı,uykusuzluğuydu...Öyle böyle değil fena uyuzdum.Hakkım olarak ama,onca şeyin üstüne şen şakrak olunur mu ki?
Sınav hengamesinden sonra bi İstanbul turu yaptım. Kadıköy,Beşiktaş,Taksim...Taksimde uzunca bi süre kayboldum,sonrasında tuttu çıkardı yollar beni,ben değil yollar beni buldu yani...
Aylak aylak dolaştım öyle.
Biraz konuştum çokça dinledim...Tanımadığım kaç insanla sohbet ettim hatırlamıyorum bile...
Bi ara kucağımda bi kediyle yürüdüğümü fark ettim,otobüste kolumda  koca kirpikli minik bi adamın uyuyakaldığını fark ettim...Aslında çocukları çok sevdiğimi hissettim.Uyanmasın diye kaç durak kıpırdamadan geldim.Gerildim ama bi o kadarda mutlu oldum...
Önümde oturan teyzenin geçen ay ki hastane serüvenlerine hı hı diye kafa sallamak gibi ciddi bi görev edindim...
Koca otobüsü aile apartmanı kıvamına getirdim...
Sayamadığım kadar çok kitapçıya girdim.Bir sürü değişik kitabın yanında,inatla her kitapçıda aynı kitaplara dokundum...Israrla okudum arka kapaklarını...

Durduk yere güldüm,durduğum yerde ağladım...Midem altüst olana kadar da içtim tabi...
Gülşahı çok dinledim,yeri geldi diklendim..."Hayır" dediğim çok durum yaratmışım onu fark ettim.Çözüm aradım.Biraz buldum biraz kördüğüm oldum...
Daha bir sürü güzel an yarattım kendime...
Kendime geldim özünde...

İstanbul dediğin apayrı bi dünya onu iyi bildim...
Belki ufak tefek pişmanlıklar hissettim ama İstanbul'u bu gün buna hiç ama hiç dahil etmedim...

10 Temmuz 2012 Salı

Elde var yorgunluk

İstanbula adım attığımdan beri fazla bi koşturmaca içindeyim sanki.Pek alışık olmadığım zaman zaman fazla geldiğini düşündüğüm bi yorgunluk olabiliyo bazen...Ama güzel yine de...Alışmaya çalışıyoruz aslında.Çalışıyorum yani.Ama şöyle de bi gerçek var,düşündüğümden zor değil.
Kafalar karışık çoğu zaman.
Ne düşünmeli bilmediğim hallerim var.
Bazen söylemeli ama susmalı çoğu zaman...En net bilidiğim de bu aslında.
Bişeylerin düzenine minicik bi dokunuşla altında kalacağım yüklerin üstüme yıkılabiliceğini düşününce korkuyorum çok...
Zor gerçekten.Yıpratıcı.
Neyse ki bazen bildikleri yeter insana.
Daha fazla zorlaştırmamak gerek.