31 Aralık 2011 Cumartesi

Cingıl belss,cingıl beeels... :)

İnsan hayatında ki en önemli şeylerden biride heyecan biliyomusunuz?Kaç gündür içimizin kıpır kıpır hoplayıp zıplaması nası güzel oldu...Ama bu sabah,yeter artık hadiiii diye patladık hepimiz.
Uyandığım zaman hazırlanmış bi kahvaltı sofrası görmek kadar güzel bi güne başlama yöntemim daha yok.Yanında en mutlu edeninden bi not varsa bide...
Harika değil mi ya,yoksa sadece bana mı oluyo bu olan :)
Odada hep birlikte,uzun uzun kahvaltı yapma keyfini değişmem bişeye,hele yılın son günüydeysek. :)
Neyse kahvaltıdan önce bi heycan,hediye telaşına düştük...
-Bana kim alıyomuş?
-Hadi!...
-Ne almış...
-Yaaaaaağğğğğğ....
-Bayıldım!
-Oha.
-Çok tatlı değil mi amaa?
-Nası bilmişsiiin!
-Ben tahmin etmiştim zaten!
-Hadi ordan.
-Cingıl beels!
-Zilleri çıngırdaat!
-Çok mutlu oldum yaa!
-Çığlııık.
-Hoplamak.
-Zıplamak.
-Dans etmek...
İşte kafanızda canlanan bütün bu sevinç manyaklığı...

*Hediyeme ba-yıl-dım!
Nası bilmiş nası bulmuş.O güzel kalbine sağlık.Bi tanesin seen...İçimde ki balıklar hoplamaktan manyak oldu bugün hadi bakalım :)Çok teşekkür ettim caniçiii... 
Aldığım notlarda elbette ki başımın tacı.Sizin elleriniz değerde ben baştacı yapmaz mıyım o harikaları tatlılaar :)

Efendim,harika bi yıl olsun bu yıl.Hep mutluluk getirsin bize,Hepimizin gönlüne güzellikler değsin.Dilediğimiz bütün mutluluklar bizden ve sevdiklerimizin günlerinden eksik olmasın.Elde edilebilecek başarılar üzmesin bizi,zaferlerimiz olsun :)
En kocamanından sağlık olsun.
Kısacası en güzel senemiz olsun bu yıl.(Seneye yine en güzelini isteriz,o zamanda en güzeli olur böyle katlana katlana patlarız artık mutluluktan :) )

Şimdi kızlarla alışverişe çıkıyoruz.Akşama elbette kendimize has,mükemmel bi yeni yıl karşılama durumumuz var.İsteyen herkesi bekleriz efendim... :)

O zaman;mutlu senelerrr..! :)


30 Aralık 2011 Cuma

Peki ya paketten "ev kokusu" çıkarsa?

Pek mesut açtım gözümü bugün.Pür telaş hazırlanıp kaptım annemlerin gönderdiği paketi.
Nası güzel bi kokudur o evimden gelen,nası hissedilir benim güzel annemin o mis elleri...
Reçeller,börekler,soslar,mis poğaçalar,minik notlar,en mutluluk taşıyanından bi hediye...Daha sayamadıklarım...
İçimdeki balıklar bi hopladı,bi duruldu hüzünlenip,sonra bi daha hopladı mutluluktan...
-Çok özlediiiiiiiiiim diye mızıkladım ortalıkta biraz ama geçti mızmızlığım hemen,mutluluk daha ağır bastı...
Yeni yılın ilk hediyesinide almış oluyorum gün itibariyle.Mutluluklarım boyumu aşıyo bi görseniz...
Ayrı geçicek de olsa bu yılbaşı,kalbimin aklımın çok çok kocamanlık bi bölümü bizim evde haberiniz olsun...
Siz nası tatlı insanlarsınız haberiniz var mı en kocaman kalpler.
Çok seviyorum sizi çok.
En kocaman teşekkürlerimden bu sefer ki...

28 Aralık 2011 Çarşamba

Yeniyılyeniyılyeniyılyeniyıl !

Aman odamızda bi hengame ki dillere destan cinsten...
Yılbaşı çekilişi yaptık geçtiğimiz hafta biz.Bi kurtlanmak tabi hepimizde deli gibi bi merak...Kim kime çıktı,ne alsam,ne yapsam...
Bu gün alış veriş günü ilan ettik.Hepimiz dağıldık bi yerlere başladık arayışlara.
Tek başımıza!
Zordur tek başına hediye almak benim için hep.İlla bi yardımcı beyin isterim yanımda fikir isterim,belki dinlemem ama isterim :)
Zorlandım çok...Oraya girdim,buraya koştum,ağlamaklı oldum bazen;yoruldum ama mutlu oldum sonrasında.Suratımda saçma sapan bi gülümsemeyle yaptım alışverişimi...
Belki tam olarak aradığım şeyi bulamadım ama olsun buda güzel oldu :)
İçimde bi kıpırtı...
Kalbimde bi çırpınan kuş...
Yeni yıl telaşıdır hissedilen...
Heyecan.

26 Aralık 2011 Pazartesi

En doğrusundan;İyi ki var!

Dün benim en eski can arkadaşımın doğum günüydü.
Deseler ki bak ona ve ne gördüğünü anlat bize;kolkola hiç yorulmadan yürümek derim,saçma sapan kahkahalarım derim,belki gereksiz ama en anlamlı gözyaşlarım derim,uzattıkça uzatırım ama en sonunda "çocukluğum" derim ona...O kadar benimsenmiş bi durumda yani...O kadar bildik,o kadar ben.
Bi insana her an hiç tereddütsüz güvenebilmek,yapılan planlara hiç düşünmeden dahil edebilmek onu,her an var olacağını bilmek,ne kadar ısıtır insanın içini...
İşte bu yüzdendir ki,söz konusu en eski cansa benim içim hep en sıcak.
Herşeyi bırakıyorum bi kenara,çünkü biliyorum ki çok geçici insan var günlerimizde,o yüzden ben ondan çok daha fazla kutluyorum onun gününü.
İyi ki var o...
İyi ki eli hep omzumda...
İyi ki aklım da,içim de her gün onda...
İyi ki minicik bişeye ihtiyaç duyduğumuzda telefona sarılıp birbirimize kaçıyoruz zamana aldanmadan...
O kadar kıymetlisin işte!
Yanında olabilmek için neler vermezdim biliyomusun...
Ama bilirim hissedersin sen.
Kalbimin en ortasında tepinen bi ses var; en gerçeğinden iyi ki doğdun! diye...
Sevgi en büyük...
Tamam mı?
:)

Başucuma koydum bunları.Birlikte başlıyoruz güne kuzucanım.
Baş köşedeler,pek kıymetliler bi görsen... :)

24 Aralık 2011 Cumartesi

Çok yağdı,çok esti. Çok !

Hem yağmur hem rüzgar fazla değil mi sizcede bi gün içinde.İkiside kudurmuş gibi kendini ispatlamak için birbiriyle yarışır hale gelirse hele,fazlasıyla çıkar işte ortaya o yaratıcı laflar!Böyle ağzınızı doldura doldura saydırmaz mısınız tepenizden aşağı koca birikintide ki suyu üzerinize sıçratan o pis arabalara...
-Elbette yaparsınız.
-Elbette yaptım!
Bi noktadan sonra eziyete dönüşüyo bu yağmurdu rüzgardı,insanı düşündüğünde mutlu kılan şeyler bazen.Bugün o noktalardan biriydi sanırım.
Artık soğuktan adım atmaya dermenımızın kalmadığını düşündüğümüz ama sonrasında bi 180 dakika kadar daha adım atmak durumunda kaldığımız için,zordu.
Bi amaç varsa ortada dönmüyoruz yoldan,yılmıyoruz.Artık eminim.Kaçıncı defadır sağlam şekilde test ediyoruz ve evet,kafaya koyduysak gidiyoruz biz :)
Yine yol arkadaşımla birlikte tabi ki.Hiç bırakmaz ki.Bi tanediir,bilirim...İyi ki vardır en tatlı.


-Her şeyi geçtim o nası güzel bi aşureydi yahu.Ama tabi ki belliydi anne elinin değmediği.Annemin aşuresine rakip bi aşure yiyemedim henüz.
Çok özledim evimi artık ya..Dayanılcak gibi değil.
Geç zaman geç...

22 Aralık 2011 Perşembe

Ayarsız.

Ben tutturamadım ayarını hiç.
Ya bulutların üstüne attım kendimi,yerden kesildi ayaklarım
Ya derin denizlerin en dibinde aldım soluğu,soluksuz kaldım.Her damla suyun ağırlığını yüklendim omuzlarıma..
Ortada kalmak;araftı.
Arafta kalmamak da en büyük dilekti zamanda...

-saatlerce bakabilirim buna.

21 Aralık 2011 Çarşamba

doğru zaman?doğru tepki?iyi?kötü?fena?gerekli?gereksiz?saçma?haksızlık? ....

Bazen en iyisi susmak.Bazen en doğrusu söylemek.
En iyi ya da en doğru?
Orası size kalıyo işte...
O anda olması gerekenin önüne geçip geçememe gücünü kendinizde bulursanız ne âlâ.
Zaten o gücü hissedip yaptığınız tercih,büyük ölçüde o an için en güzeli.
Olurda algılayamazsanız o an için ne seçmeniz gerektiğini,işte orda tüyü diktiniz demektir. :)
Öyle bişey yaşadığımı hissediyorum zira gün için...
Ben söyliceğimi söylemiş,içimi dökmüş kenara çekilmiştim aslında.Öyle mi oldu? Hayır öyle olmadı tabi ki...
Söyliceğimi söyledim,içimi döktüm evet ama sonrasında tam olarak yer aldığım konum "kenar" değil tamtamına "ortagöbek" dedikleri yerdi...
Hoş mu? Değil derim ben...Hem de hiç.

Onca gürültü patırtı,saçma sapan anlaşılma çabaları,haksız yere gereksiz şeyler duymak belki zaman zaman söylemek,üzülmek ve sanırım en kötüsüde izinin her daim benimle olduğunu bildiğim kalp kırıklıkları kalıyo geride.
Bi gün bi yerde biticek bu durum,bi anda "yeter yahu,sizle mi uğraşıcam ben!" deyip herkesten çekicem elimi...
İşte sanırım o zaman hepimiz rahata kavuşmuş olcaz.
Artık düşündüğüm budur.Dilerimki o an en doğru zamanda gelen bi an olsun,sadece bu...




-Bu arada rüyamda Defne'yi gördüm dün.Kaçmış parka gelmiş,tesadüfen gözgöze geliyoruz...Ablacım diyo bana...
Öyle bi sarılmak yok.Öyle bi tatlılık hiç yok...Gün boyu aklımdaydı hep.Etkisinde kalmak böyle bişeydi sanırım.Evet.Tam olarak böyle bişeydi.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Sadece uyu...

Gece körlerinde takılırsa yüreğine...



...Sadece çocukken uyanıksındır bunu bil.
Her şeyin farkındasındır, her sese dönüp bakarsın.
Büyümek; uyumak ve unutmak gibidir..
Ve büyüklerin dediği gibi: uyuman gerekli büyümen için...
Sağır ediyorsa sessizlik ve kör ediyorsa aydınlık, sadece sana görünen ve kimseleri inandıramadığın bir hayalet gibi yanı başında oturuyorsa yalnızlık, bu gece.. Hep aynı saatte kapını çalan bir düşman gibi bekliyorsa seni ve canına kastedecek bir kılıç gibi sallanıyorsa tepende, unutabilmek için hepsini, biraz uyu...

16 Aralık 2011 Cuma

...


 

Yine yağmur etkisi(mi)...

(Elimde olsa tutup getircektim şu tatlıyı.Nası bi masumdu nası...Seviyorum çok :) )

*İnsanlar bana o kadar çok yalan söylüyorlar ki,inandım diyerek kandırıyorum onları...


15 Aralık 2011 Perşembe

"Savaş,korkak bir erkeğin en iyi saklanacağı sistir Filipina."

"Kadınlar hep yeniden başlayabilirler Filipina.Ama erkekler...Onlar,savaş olmazsa kabuğunu sürükleyen bir salyangoza benzerler.Kabuklarımızı alırlarsa bizden geriye,gezdiği yerlerde sümüğünü bırakan böcekler kalır.Belki de tıpkı çocukların salyangozlara yaptığı gibi hepimizin üzerine tuz döküp öldürmeliler.Bana sorarsan tatlı kıbbem,savaşı görmüş insanları barışta sağ bırakmamalı.Çünkü onlar,savaşı koyunlarında uyuturlar.
Biliyorum onlar,savaş bitse bile kadınları savaşır gibi sevecekler.Ganimetleri gibi.Ele geçirildikten sonra ancak yağmalayabildikleri.
Bu topraklarda kadınlar bu yüzden mutsuz.Çünkü her gün yağmalanıyorlar ve kendilerini korumak için her gün sertleşiyorlar.Onlarda lanet olası çok kıymetli bir şey var  ve ele geçirildikten sonra anlamsız olduklarını bildikleri için kendilerini kapatıyorlar.Bu karşılıklı bir anlaşma Filipina.İki tarafta birbirinin yarasını biliyor.İki tarafta da birbirinin yarasına iyi gelecek bir şey yok.Herkes durmadan birbirinin yarasını azdırıyor.Ama acı,bize en tanıdık şey olduğu için bunu sevmek sanıyoruz.Birbirimizin kabuklarını kaldıra kaldıra,kanata kanata tanışıyoruz,sevişiyoruz,sonra büsbütün merhemsiz kalıp birbirimizi öldürüyoruz."

Muz Sesleri-Ece TEMELKURAN.

Bitmesin diye okuyamıyorum.O kadar etkileyici,o kadar sevilesi...

Bu bir Çanakkale çıkartmasıdııır!..

Yepyeniyim ben.Işıl ışılım...Keyfim yerinde.
Hafta sonumu en canlardan olanın dizinin dibinde geçirdim.Her zaman ki gibi iyi geldi,toparladı,dinledi,söyledi,sevdi sardı...
Kendime getirdi.
Çok iyi yaptım iyi ki gittim ona.Çok sevilesi çok...
Kızlarda eşlik etti bana,birlikte düştük yollara.
Başka başka anılar kattım kendime.Değer kattım...
Düşündüm,nefes aldım,hak verdim,hakkımı aldım,boşverdim,gereksizleri daha bi güzel temizledim.
Sonra daha bi hafif olarak devam ettim kaldığım yerden,ediyorumda...
İstanbul güzel güzel beklemiş beni.Alışkanlıklarım önemli hep benim için.
Bulduklarımı bıraktığım gibi bulmak güzel.Düzenim önemli yani :)
İşin özü;en gerçeğinden bi hafiflik üstümde...Benim bile hissettiğim ayrı bi güzellik var tepemde.Eksik olmasın... :)





















Fotoğraflara bakın ve;e haklı tabi kız nası iyi hissetmez insan,diyin tamam mı? :)

6 Aralık 2011 Salı

Hep çocuk kalmak,kurtulmak :)

”Birileri diyorum, birileri beni anımsıyor olmalı ara sıra, zihin kapılarını tıklatıyor olmalıyım. Birilerinin kalbinde bir izim olmuş olmalı, beni güzel anımsayan dostlarım olmalı...
Burada bir yerlerde beni kaybettiklerini hatırlayacaklar, sadece biraz zaman tanımalıyım.
Bir gün birileri keşke gitmeseydi diyecek, birileri keşke burada olsaydı ve o gün bir diğerleri keşke bırakmasaydım onu öyle diyecek. 
Tek dileğim o gün hayatta olmuş olmam.
Ölünce hatırlanmak kötü bir şey olmalı.”


Anlatacak o kadar çok şey geçiyoki aklımdan.
Belki saçma,belki en doğru.Bunları anlatıp,yorulmak mı doğru olan yoksa anlattığımı farz edip,boş verip rahat bi kafa taşımak mı?-Bilmem...
Hep söylediğim bişey var benim,yanlış anlaşılmaktansa anlaşılmamayı tercih ediyorum artık...
Aynen öyle işte.
Her geçen gün,her yaşadığım tecrübe bu sözü onaylar nitelikte.
İçten içe,anlatmaya bi başlarsam,kendimi durduramamaktan korkuyorum sanırım.Derdim yine kendimle işin özü...
Ne varsa bu kadar düşünecek.Koyver gitsin işte.Koyver gitsin!

Sadece böyle oturup beynimi kemirmekle geçirmiyorum zamanımı tabi ki,çok güzel gidiyo bu aralar zaman denen aynı derecede.Koştura koştura gidiyo.Yine yetişme çabaları...
Bol bol kahkaha var yine,sohbet muhabbet var,gezmek tozmak var en güzelinden,içilen kahveler üstüne bakılan fallar var,üstelik beklenmeyen derecede şaşıp kalmalar var;
-yok artıık,
-nerden biliyosun?
-yapma!
-evet ya öyle.
-hmm,o kesin annemdir ya.
-balık olmadan olur mu?
-yine mi göz!
-yakın bi zaman,ne kadar mesela?
-bitcek mi?
-yol o yol,-değil yahu, e yol iştee!
-dilek tut.
-tuttuuuuum.
-sanki bilmiyoz.
-öf.
.
.
.
Uzayıp giden anlar var bu aralar.
Didişmelere,tripcanlıklara,küsüp barışmalara da tuz biber diyelim o zaman.Bilemedim ki napalım.Öyle demek lazım.Bazen görmemek,duymamak lazım.Görmezden gelmemek değil,direk görmemekten bahsediyorum.Evet.Ayarım yok benim.

Annemi o kadar özledim işte.Sen düşün ne kadar...

4 Aralık 2011 Pazar

"Haklıydı ; insanlara bakmayı unutmazsan aslında ,hiç korkmazsın."

"...Önce onu yıkadılar.Kanla tutam tutam yapışmış açlarını çözdüler.Zeytinyağı sabunlarıyla köpürttüler ellerini,elleriyle gövdesinden köpükleri sıyıra sıyıra yıkadılar,çocuklarına yaptıkları gibi temizlediler onu.Sulardan alıp sulara akıttılar.Anlamadığı bir dilde acıdılar ona,sevdiler,güldürdüler.Başka bir hayatın kapısından üzerinden sular döke döke geçirdiler.Hep birlikte tek bir kocaman,etli butlu kadına dönüşerek anneni geri,hayata çağırdılar.

Çakıl taşı gibiydi çünkü annen;kamptaki kimsenin daha önce görmediği türde bir çakıl taşı.Durmuştu.Kanı bile durmuştu.Kadınlar bu işlerden anlarlar,kanı,elleriyle ısıta ısıta yeniden akıtırlar.Öğrenmezler,kadınlar avuçlarının içinde bu bilgiyle doğarlar.Küçük kız çocukları bu yüzden hep tedavi edecekleri bir şey ararlar.

Sonra saçlarını taradılar.Sanırım kadınlar birbirlerini saçlarından iyileştiriyorlar.Tel tel,uç uca bir şifa çemberi kuruyorlar.Onları izledim.Annenin uzun,siyah saçlarını,aklının içindekileri sıyırıp alır gibi çöze çöze,tuta tuta taradılar.Belki de bu yüzden kadınları yok etmek isteyen kadınlar tarih boyunca önce onların saçlarını kesiyor.Saçsız bir kadının tutulacak yeri kalmayacağını,artık iflah olmayacağını biliyorlar."

Ece TEMELKURAN-Muz Sesleri


Dün gece sessiz sessiz ağlamama sebep şu üç paragraf...
O kadar hissedilir bi durum ki bu.Bilmiyorum bi başka zaman okuduğumda da bu kadar sarsar mı ama dün gece yarattığı sarsıntı oldukça şiddetliydi...
Sık sık bişeyler paylaşacak gibiyim bu kitaptan sanırım.
Fazlasıyla etkileniyorum çünkü...

1 Aralık 2011 Perşembe

Can'dır hepside. Bilirim !

Şöyle bi düşünüp bi ölçüp tarttığımda,çok karlıyım ben çok.
Haddinden fazla kazık yemişliğim var belki arkadaş dediklerimden ama haklarını ödeyemeyeceğim,yürekleri kocaman can arkadaşlarım da var benim.
Beni çok güzel idare etmeleri var mesela,gülüşlerine ortak etmeleri,bi güzel dinleyip yer yer beni yüreklendirmeleri zaman zaman "orda yanlışsın dur bakalım!"ları var...
Ayırdıkları zamanın ne kadar değerli olduğunun öyle bi farkındayım ki.O kadar önemli ki...Hepsi de nası güzel insanlar.
Arkadaşlarım en güzel şanslarımdan.
En büyük şanssızlıklarıma yol açanlarda arkadaş sıfatındalar.Ama öğreniyorum.Kesin çizgilerle çiziyorum altını.Her arkadaş sıfatı taşıyanın aslında bi halt olmadığını kazıyorum beynime...
Sen huzurlu ol başka bişey istemem'i duyunca nası ısınıyo içim nası...Bi bilseler huzur kaynaklarının kendileri olduklarını...
"iyi bi insansın sen!"
Konu yenen kazıkları hazmetmek olunca,öyle bi sinir bozucu duruyo ki bu laf insanın üstünde...
Anlatmam mümkün değil cinsten!
Kötü olmayı ister mi bi insan?
-istiyorum inanın...
Zorla kötü bi insan yapıcak bunlar beni :)
Şöyle biraz kendimden sıyrılıp düşününce,bi bakınca o kadar basit,alabildiğine saçma bi konu ki...Ama napalım,iyi bi insanım ben ne gelir elden :)
Neyse o değil konu.
Ben canlarıma öyle bi minnettarım ki,öyle bi şükrediyorum ki...
Minicik bi huzursuzlukta "bir" oluşlarımız var en sevdiğimden,dünyayı dalgaya alışımız var katıla katıla gülerken,yeri gelince kavgalarımız çemkirmelerimiz var en gerçeğinden,geçen zaman içinde ne olursa olsun o gülüşlerinde kavgalarında hep samimi olduğunu bilmemiz var içten içe,birbirimizi gördüğümüzde gözlerimizin içlerinin güldüğünü görebilmek var örneğin herkese nasip olmayacak cinsten...Anlata anlata bitiremiceğim çok güzel şey var yani.
O kadar çok seviyorum ki hepinizi de,"can" demem boşuna değil biliniz :)
"Ömürlük" olun emi,en büyük duam bu...
Harikasınız canlar,öper sarar sarmalarım hepinizide :)



Hadi hepimiz alalım şu deli başlarımızı gidip yerleşelim şuraya.Mutlu mesut yaşarız diyorum ben.Eminim yaşlanmayız,ciddiyim bak...