31 Aralık 2010 Cuma

Yepyeni mis gibi bi yıl...Heyecan..

Nerlerdeyim ya ben kaç gündür...Ayıp benim bu yaptığım,kınıyorum kendimi...Ev özlemiyle yanıp tutuşuyodum ya hani işte ortalıkta olmadığım süre zarfında doydum efendim evime..Şaka maka kocaman bi yıl daha bitiyo bugün. Sevinenler...Üzülenler...Bekleyişler...Kucaklaşmalar...Dönüp baktığımda,en büyük mutluluklarda,kahkahalarda,yana yakıla ağlayışlarımda şu 20. yaşımda oldu sanırım.Hani şu biten yılda...Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir diyenlerdenim yine.Canım ailemle birlikte karşılamak oldu niyetim bu yeni yılı.Annecimle güzel bi sofra tasarladık kafamızda...Börekler,mezeler,püreler,soslar...Mmm...Yeni yıla yakışan cinsten bi sofra olcak yine eminim.Onun eli değsin yeter zaten.Normal olmadığını biliyorum onun ama adını da hala koyamadım tam anlamıyla...Kısacık sürede onlarca şey nasıl çıkar o bünyeden.Ondada iki el bendede...Ben bi tane şeyle uğraşırken o nası 4 şeyi idare edebilme kabiliyetine nail olmuş bi varlık.Sorarım!Şaşarım bide...Neyse neyse bunu sonra daha geniş bi zamanda sorgulamak lazım.
Efendim öncelikle sağlık diliyorum dünyaya,sonrasında herkesin kalbine huzur,hayatına kocaman mutluluk ve gönüllerden geçen başarılar diliyorum tüm samimiyetimle...Büyük umutlar var minik kalplerde biliyorum...Herşeyin gönüllerden geçtiği nitelikte olması temennim...
İyi yıllar olsuuun... :)


Her güne apayrı gülümsemeler,kocaman kahkahalar,kikirdemeler ve çok çok sevilen insanlarla içilen sıcacık kahveler diliyorum kendime izninizle...Mümkünmüdür? :)

23 Aralık 2010 Perşembe

Gidiyomuyum ben ya.? :)

Yarın sabah yolculuk var efendim.Nereye mi?Evime gidiyorum:)Bi aydır yurttayım ama haddinden fazla özledim yine evimi annemi babamı ablamları...Sabah 8:30 dur yolculuk saati.Hazırlanırım biraz sonra.
Bir heycanlanmak söz konusu.Her yolculukta az veya çok kıpırdar içim,biraz mutluluk olur biraz karışıklık.Ama bu güzel bi yolculuk.Varılması söz konusu olan yer evimdir yahu nası güzel olmasın...
Anneme yarın akşamki yemek siparişlerini bile verdim iki gün öncesinden.Nası kötüyüm nasıı...İlla yorulcak o kadın.Koştur koştur gelcek okuldan bide can hıraç yemek yapmaklarla uğraşcak.Ama olsun ben gidiyom ya bişey olmaz bi güncükten sanki:)


Arkada minnak bi tavşan var mıkır mıkır enginar temizlemeklere kalkışmış sanki ... :)


Dadişimin nişan günüydü bu gün...Amanın nası bi hengameydi o...Bereket bulabilmişiz birbirimizi,anlıkda olsa bi kareye düşebilmemiz güzel :)

22 Aralık 2010 Çarşamba

Bu gün okunur aga :)

Bu gün değişik bi gün,güzel bi gün ama.Neden mi?İlk olarak hava çok güzel normal olmayan cinsten...Pırıl pırıl bi güneşten ve yumuşacık bi havadan bahsediyorum.Normal insanlar gibi gayet makul bi saatte kalktım bugün!!
Söylemezsem eksik olur sanki evet 8.30da açtım gözlerimi.Zor oldu ama çok zor olmadı,başardım:) Kalktım giyindim güzelce.Hiç huyum değildir ama diyorum ya değişik bi gün diye;çikolatalı ekmek yedim sabah.Hiç üşenmeden sürdüm ekmeğimin üstüne?Bide güzel yedim ki afiyetle...
Keyifler yerinde yani.Tamam bunları gayet bilinçli bi şekilde yaptığım tartışma götürmez ama nihayetinde çarpıyo bu bünyeyi erken kalkmak...Bi göz açıksa emin ol diğeri kapalı...Diğer gözü açan etkende yolumun üstünden aldığım iki kitap oldu:)Uzun zamandır aklımda olan iki kitap,ikiside mevcut ve ikiside uygun kitaplar bölümünde...Gelde mutlu olma,gelde hoplamasın içindeki balık...Kaptım hemen tabi,alıyorum ben bunları dedim.Ne çabuk dedi yanımdakiler..Eee dedim hazırlıklıydım önceden,sağlamcıyız ya... :)Katre-i Matem ve Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk.İlk defa tanışıcaz İskender Pala beyle.Bakalım yakalayabilcekmiyiz birbirimizi.Öncelik İstanbul'da Aşk'ın olsun diyorum ben.İsterim ki Babilde ölüm olmasın ama İstanbul'a hep yakışır aşk denen.Sonrasında Katre-i Matem...
Derslerime girdim...Bişeyler atıştırdım...Mis gibi yeni kitaplar aldım...
Yurttan çıkmamı gerektiren bi durum yok şimdilik...Duşumu aldım...Kirlileri attım makinaya...Saat daha 3...Miskinliğin ve kitap okumanın dibine vurulur mu?Soru mu oldu şimdi bu...Benimki de laf işte... :)




  
   "^_^"

19 Aralık 2010 Pazar

Yinede hava çok güzeldi bugün! :)

Ne lanet bi şeydir bu kaybolma durumu!Hele daha 20 dk önce -Evet sanırım artık İstanbul'u az çok öğrendik her yere gidebiliriz. dediğimiz bi günde...Hoop durun bakalım beni o kadar hafife almayın dercesine uğraştırdı bizi koca şehir.
Öyle de saçma sapan olaylar denk gelir ki arka arkaya böyle zamanlarda...Düzen şaşmadı yani yine.Hiç duymadığımız kadar köpek havlaması duyduk mesela,ya da tenekenin içinde ateş yakmış ve onunla ısınmaya çalışan insanlar gördük,bütün marketler bütün köşeler tanıdık geldi ve lanet olası sokaklardan bi tane taşıt aracı geçmedi...En sinir bozucu olan tarafta neydi söyliyimmi?Ulaşmak istediğiniz yere 5 dakika uzaklıkta çekiyo olmamızdı bütün bu karmaşayı...
Kaybolmanın verdiği gerginlik elbette üzerimde hala gayet belirgin bi şekilde.Ama unutmuş değilim o 50 liramı kesen bankayı...O an o koca atmyi dövmekten un ufak edebilirdim...Ama bütün banka çalışanları,bilgisayarları,kalemleri artık aklınıza gelebilen ne varsa sağlam bi şeklide nasiplerini aldılar küfürlerimden...Ağız dolusu dediklerinden...Saya söve yürüttüler beni yine caddelerde...


17 Aralık 2010 Cuma

Evimde olsam görürdüm gökkuşağını...

Yenileniyorum sanki bu aralar.Hissetmek zor değil...Attığım kahkahalardan aynı tadı almaya başlıyorum sanki yeniden.Umarım daimi olur artık bu gelgitler fazlasıyla sıktı çünkü bu bünyeyi :)
Hava güzel.İlginç ama pencereden baktığımda gördüğüm şey pırıl pırıl bi güneş.Ama yağmurda yağmış hani sokaklarda ıslak.Evet aralık ayındayız biz.. :)
Bu arada annemi çok özlüyorum hala.Öyle böyle değil.:)Ama az kaldı deyip sabretmek elimden gelen...
Neyse neyse şikayetim yok memnunum halimden.Bi fincan kahvedir ihtiyaç duyulan an itibariyle..



16 Aralık 2010 Perşembe

Gün Aliş günü olsun...Sonu mutluluk olsun...

Evet an itibariyle o kadar faklı bi gün geçirmiş oluyorum ki...Anlatmaya kalksam ne ben çıkabilirim içinden ne siz anlarsınız olanı biteni...Ama öyle farklı bi gün öyle farklı bi deneyim oldu ki..İyi ki yaşadım iyi ki...
Öyle güzel insanlarla tanıştım ki.Saatler içinde...Sevdim,ısındım,güvendim...Kalktım iş yerine gittim oda yetmedi o sıcacık evde buldum kendimi...Mutlu da oldum..Çok..


Geçenlerde bahsettiğim harikalar diyarının ilk adımı olsun bugün...Öyle geçer içimden işte.Bide kıpırtı var kii o içimde...Sormayın gitsin...
Minik bi bebeğin fotoğrafına takıldım kaldım iki gün önce...O aldı götürdü beni işte bu olana bitene...İki gün öncesinde ekranda görüp oyy nası tatlı diye içimden geçirdiğim bebek bugün kucağımda hoplayıp zıplayıp üstüne bana güldü...8aylık bi bebek sadece...


Şöyle diyelim ilk iş deneyimiydi...Nasıl güzel bi anneydi o nasıl güzel bi babaydı...Çokda güzel oldu,sıcacık oldu içimi ısıttı bu buz gibi havada...
Sen nasıl bi şehirsin ey İstanbul denen:)
Hem öldürüsün,hem hayata bağlarsın dediklerinden... :)
Unutulmazlar listemin üst sıralarında aldı bu özel ve çokda güzel olan gün...Kıyılırmı unutmaya...İmkanı yok kıyılmaz...
Heyecan...
Mutluluk..
:)

13 Aralık 2010 Pazartesi

Yolculuk var harikalar diyarına! Bi gün..

Bi harikalar diyarı yaratsam kendime...Alice yaratırda ben yaratamaz mıyım yani?-Evet yaratamam tabi...Nerde benim Şapkacım,nerde saatli tavşanım hani şu mavi yelekli olan...Nerde iyiler,nerde kötüler...Günün birinde mümkün olabilr belki ama şu sıralar öyle bi diyar mümkün değil sanki.
Olsun napalım,günün birinde der azcık daha bekler,sabrederim...
Zaten böyle hava kapalıyken hiç harikalar diyarı mı yaratılırmış ki...



Johnny Depp filmin bir numarasıdır derim başkada bişey demem...Filmi izledikten sonra dedim ki her eve lazım bi Şapkacı efendi...İlk anda biraz ürpertsede insanı çok sevdiriyo kendini emin olabiliriz :)


Bide bide bi şarkı dinliyorum sürekli yine bugün...Takmış durumdayım.Hani oluyo ya bana böyle bi şarkıya takılı kalıyorum gün boyu heh işte tam olarak bahsettiğim şey o :) Tık!lıyoruz sadece...(orjinalinden çok daha güzel olmuş böyle,hatunda hoşuma gitti şimdi hakkını vermek lazım :) )

11 Aralık 2010 Cumartesi

Başka bişey mi isteseydim acaba :)

Bişey söyliyim mi?
Kış gelmiiiiş..:)
Sabaha pek nemrut açtım gözümü yok dedim bu gün iyi uyanamadım sanki.Öyle keyfi bi nemrutlukta değil aslında deli gibi ağrı çekiyorum.Ölmeme az kaldı diyorum ara ara giren sancılarla o derece diyelim.Sesim soluğum bile çıkmadı bi süre.Odayada bi sesssizlik çökmüş haliyle,hava kapalı ya...Sessizliğin büyük boşluğuna düştü kulaklarım işte o ara.
Ama nemrutluktan eser kalmadı sanki.Perdeyi açtım ve ne gördüm?
-Evet kar yağıyo:) Çok mutlu oldum.Nedeni yok işte kar mutlu etmezmi insanı hiç.Hele ki sıcak bi ortamın penceresinden uçuşan kar tanelerini izleyebilme şansına sahipseniz.Dışarda olmak zorunda olan,sıcak bi yere gidemeyen insanlar için dua edebiliyorum şimdilik sadece.Umarım günün birinde daha fazlasını yapabilme gücümde olur elimde.
Kar yağmasaydı bugün çekilmezdi hiç çekilmezdi...
İyi ki :)


10 Aralık 2010 Cuma

Nasıl yakıştın güne,yağmura,zamana...Kaçıncı dinlenişin bu gün?Sayısı mı?Sayılamadı...
Nası bi keman melodisi bu anlatılır mı..I ıh duymak lazım anca belki o zaman anlaşılır biraz...(Sadece bi Tık!)




Başka biri olacaksın istemesen de
Tenine başka bir ten dokunduğunda
Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
Başka bir nefesle karıştğında nefesin

Başka biri olacaksın istemesen de
Gece uykunda ya da gün ortasında
İrkileceksin apansız bir duyguyla
Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi

Başka biri olacaksın istemesen de
Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
Tüketecek ömürlerini birer birer
Değişecek yeri bir dolabın,pencerede bir çiçeğin

Başka biri olacaksın istemesen de
Dudaklarında benden sonraki bir çizgi
Tanımadığım bir ton gülüşünde
Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin

Sonra,sonra başka birisin...

                                                             :))

Kış gelse ya?.

Bu sabah yağmur var İstanbulda...
Bu nasıl bi bünye ben şaşıyorum kendime çoğu zaman.Bukadar mı severim miskinliği...Bu kadar mı evcil olurum...Bu kadarmı burnumu çıkarasım gelmez dışarıya...Normalde az çok böyle ama bu aralar daha bi yoğun daha bi fena.Nedeni yok.Öyle işte...İstanbulda destekler nitelikte bugün.Hava öyle işte anla :) Ama evet yağsın çok çok yağsın sonra kar yağsın hatta..Kış gelsin artık.Özledimmi naptım ben ya :)




8 Aralık 2010 Çarşamba

Bayıldım-bayıldım-bayıldım!

Nası güzel bişeymiş bu böyle ya ben daha önce neden hiç görmemişim bu çiçeği...Annemin dilinden duyarım arada küpe çiçeği diye ama hiçmi dikkatimi çekmemiş hiç mi merak etmemişim nası bişeymiş bu küpe çiçeği denen şey diye...Kızdım kendime çok.Ama nası sevdim nası sevdiiim.Çiçeği bi başka adını daha bi başka sevdim...Papatyanın yeri ayrıdır ama bu da eklenmiştir favorilere.Paylaşmak istedim sadece :)



Yanımda bi fincanda kahve varsa...mmm...

Çocukluğumdan beri hep ayrı tuttum ben kitaplarımı...Hepsinide çok sevdim.Zarar verenlere çok kızdım,yeri geldi ağladım,hatta tepindim bile...Kitaplarımı habersiz bi yere gönderen annemle kavgalar ettim.Üzüldüğümde sinirlendiğimde ya da kendimi dinlemek istediğimde hep onlara sığındım.Öyle büyüdüm çünkü...Annemin bana kazandırdığı en sevdiğim şeylerden biridir bu,başında gelir hatta.
Bi kitapçıda koca bi günümü geçirebilirim mesela.Geçiriyorumda...Ordan çıktığımdada gayet hafif buluyorum kendimi.Oh be ne güzel yaptım havasına giriyorum hemen.
Zira şu geçen bi yılda pek hakkını veremedim bu dostluğun sanki...İçten içe biliyorum ben yaptığım vefasızlığı ama seslenmiyorum işte..Ama şu aralar deli gibi okuyasım var deli gibi...Nedendir bilmem.Bildiğim tek şey bu aralar bana iyi gelen şeylerin arasında belkide başında okumak var...O zaman napıyoruz? Açıyoruz kitabımızı izin veriyoruz iyi gelmesine...İyi okumalar olsun mu?Olsun olsun hep iyilik olsun... :)




-Evet evet aklıma yatmadı değil...Yakışır bu benim aklımdaki o şirin eve...Bence uygulanabilir.Mutlu bile eder hatta :)



7 Aralık 2010 Salı

Her gün süpriz olsa ya :)

Dün yatağımın tepesinde bi bilgisayarla ve bi kitapla geçirdim bütün günümü.Açtım bişeyler yazmak için blog sayfamı ama bulamadım anlatcak bişey.Öyle boş bi günmüş ki anlatıcak minicik bi şey bile olmamış.Koca gün oturmuşum öyle...
Ama bu gün öylemi?
Değil sanki.Yine miskinlik diz boyuydu sabah.E malum sabah uyanınca bi mahmurluk olur insanda.İşte öyle bi saftiriklikle uyandım tabi.Sonra adımı duymaya başladım bangır bangır?Gülşah diyo?Güvenlik diyo?E gel diyo? Noluyo yahu dedim..
Şu imza işleri!Ahanda patladı elimde diye düşüncektim ki tam,e dün başka kimsenin yerine imza atmadım ki?Acaba imza atmayımı unuttum?Yok ya indim attım ya?Yoksa o önceki akşammıydı?Of ne bu şimdi noluyo ya?Bütün bu düşünceler asansörde güvenliğe inene kadar geçti aklımdan...Bi telaş indim noldu abi hayrdır diye.Bi paket geldi dediler.Paket?Ne paketi yahu bişey beklemiyorum ki ben..Tak dedi o anda...Teee uzaklardan bi koku geldi sanki burnuma işte o zaman...Nası mutlu oldum.Nası bi şaşkınlık yarattı nası gülümsetti,anlatılır mı?Tabi ki anlatılmaz,mümkün değil.Yanımda olmayıpta bu denli içime işleyebiliyolar ya işte o zaman ben uçuyorum havalara.Güçlüyüm diyorum.Yalnız değilim diyorum.İyi ki diyorum...Yanımda olupta bana bu denli uzak olmayı başarabilenlere bi kez daha şaşıyorum bu zamanlarda...
Neyse neyse nası iyiyim bugün anlatılmaz.Anlık yaşıyoruz yahu.Dün neydi bugün ne oldu.Dün çıtım çıkmazken bugün cıvıl cıvıl bi insan oldum onca zaman sonra.
Herşey için!Çok çok çok çok teşekkür ediyorum...Anlaşıldı sanırım :)













Bu gün baktığımda yüzümde tebessüm oluşturan butün fotoğrafları atıyım dedim.Bilmiyorum fotoğraflarmı gülümsetti yoksa herşeye gülümsediğim için mi bu kadar çok fotoğraf attım...Olsun...Fotoğraflar güzel mi?Güzel...Tebessüm ettik mi?Ettik..Uzatmamak lazım o zaman :))



5 Aralık 2010 Pazar

Sevemedim ben pazar günlerini bi türlü...

Eveeet...Efendim bu gün pazar :( Hiç sevmem hiç.Kendine has bi kasveti vardır hani,sokakların tadı yoktur,genelde hava kapalı olur anlaşma yapılmış gibi...Küçükken daha farklıydı tabi.Annemin en çok koşuşturduğu gündü bu gün...Ertesi gün okul başlicaktır yeniden,yapılması gereken planlar şöyle dursun;dün yıkanmış olan çamaşırlar ütülenmelidir,çocuklara banyo yaptırılmalıdır(banyo sobasının yakılmasını geçiyorum),evi derleyip toplama faslı sıkıştırılır iki arada bi derede,yemek yapmakda cabası.Canım annem benim ya hala gelip durur gözümün önüne o koşuşruran hali...Belki bu yüzden sevmem işte ne biliyim.Annemi yorduğu için.Koşturduğu için.Kendini dinleme fırsatını anneme sunmadan haftanın bitmesine neden olduğu için sevmedim bugünü.Daha ne olsun.Hakkımdır tabi...




Bide nerden denk geldiyse bi fotograf gördüm bilgisayarımda az önce.Dedim ki -bu insanmı ki?Ben böyle bacak boyu görmedim...Kıskandım mı? Çok kötü fena hemde...Hem hatunu hem vücunudu hem bacaklarını hem ayakkabılarını hem saçlarını hemde o mikrop elbiseyi...Ama en en çok o elbiseyi...




---

4 Aralık 2010 Cumartesi

Bi başkan rüzgarıdır gidiyo bakalım...

Yetişin genel başkan geliyo yurda.Bi tantana ki sormayın...Neymiş efendim Kemal Kılıçdaroğlu geliyomuş hanemize:) Sevmem böyle mevki sahibi insanların gidiceği yerde yarattıkları etkiyi.Milletin eli ayağına dolaşır ya hani saçma sapan streslere girilir...Bok var sanki,insan değil mi canım bu.Ne kadar kötü olabilir ki.Dün akşamdan beri dolaplarınızı toparlayın odalarınızı düzenleyin...Yeter dedirttiler en sonunda.Ne işi var elin adamının benim odamda hele ki dolabımda.Başkan başkaaan orda dur bakalım derim,ne işin var bakim senin benim dolabımın içinde...Bakamaz!Hadi odamıza gelsin tanrı misafiri diyelim kabul edelim ama yok aga dolap olmaz.Gerçi Kemal amcamız pek tonton minnoş bi amcaya benziyo yapmaz öyle şeyler.Seviyoruz kendisini desteğimiz tam.Ailecek hemde.. :)Hadi bakalım bi mehter takımını çağırmadıkları kaldı sanırım.Dört gözle bekliyorum şaka maka.Aklıma gelen başıma gelirsede şaşırmam hani :)

3 Aralık 2010 Cuma

Nasıl sarsıntılar içimiz...

Yakıştıramıyorum kendime bu kadar sessizliği.Durmuyo üstümde sanki ama öylede bi yapışmış ki şu sıralar çıkarıp atamıyorum üstümden.Böyle değildim diyorum sürekli...Ben böyle değildim.Nasıl anlatamalı hiç bilmiyorum ki.İyi mi,yoksa bombok bi hal mi?Sanırım ikincisi...Bu kadar kolay ağlamazdım mesela,bu kadar çabuk takmazdım olanı biteni.


Değişmeyen şeylerde var tabi.Oldum olası sevemedim fısırdaşmaları mesela.Hep bozdu sinirlerimi!Ya da göz kaçırmaları...İstedim ki karşımdaki yüzüme baksın gözüme baksın ona iki çift laf ederken...
Evimi istiyorum ben.
Lise dönemimi istiyorum bide.Forma giymek istiyorum yeniden.Söylene söylenede olsa giymek istiyorum o pileli eteği.O can arkadaşlarımı istiyorum.Gerçekten canım olan insanları.Samimi olanları hani...Okuldan kaçalım hadi'dediğimde yalnız bırakmayan -E hadi gidelim'diye benden önce kapıya dikilen haylaz arkadaşlarımı istiyorum.Bi sorun varsa en az ben kadar dert eden,en az ben kadar çözüm için kafa patlatan insanları.
Nası güzel günlermiş onlar...Nası güzel insanlarmış...Bakıyorumda çevreme şimdi yok ki.Onlar kadar güzel onlar kadar herşeye ortak...Yok hakkaten.Varlar hala ona şüphem yok ama yanımda değiller işte.Dedim ya çok özledim.Çabuk geç zaman...Hemen geç.














Nasıl özledim onları,onlarla geçen zamanları,yaşanılan anları,attığımız kahkahaları ve saçma sapan bi sürü olayı :)

2 Aralık 2010 Perşembe

bence uyan artık...

Şu ikinci öğretim halimle gayet uygun saatlerde kalkmayı başarabiliyoken başkalarının (hemde gayet birinci öğretim olanların) gece gündüz uyur vaziyette olmasına hakkaten çok fena sinir oluyorum ben.Kaldı ki ben uyku konusunda gayet geniş bi insan olduğum halde böyle isyanlardayım...Odada sürekli uyuyan birinin olmasından huzursuz olur olduk artık.Bu ne canım olcak iş mi yani?Eli kolu bağlanır oluyo insanın.Şeytan susuyo mu?Susmuyo tabi tepemde cır cır...Çarp dio bütün dolap kapaklarını,sandalyeleri sürükle,zırt pırt aç kapat kapıyı,bağıra çağıra şarkı söyle bide üstüne tamam olsun...Şaka bi tarafa her harekette tedirgin olmak sıkıyo insanın canını.Uyan be kardeşim artık uyan yahu...Nasıl bişeymiş bu böyle...

............

1 Aralık 2010 Çarşamba

O iğne sessizliği,bir terzi ağzındaki...

Yorgunum bugün çok çok fazla.Alışık olmadığım bi tempoda geçen bi gündü sanırım.Sabah erken kalkmak benim harcım değil bunu bilir bunu söylerim...Bahanem hazır zaten günler öncesinden..-İkinci öğretimim arkadaşım ben! :)Yetmez mi?
Şu akbil olayı yok mu...Ömür törpüsü resmen.Bu ikinci gidişimdi.Bi öncesi mi?Sabahın 6sında düşmüştük yollara.Alabilmiş miydik peki?Ellerimiz bomboş...Ağzımız onca küfürle dolu bi halde dönmüştük işte.Ama bu gün hırs yaptım hırs.Gerçi bunca zaman bekledim biraz bıksın şu insanlarda bize sıra gelebilme ihtimali doğsun diye.Azmin zaferidir bu :)
Sonrasında içtiğim hindistan cevizli sıcak çikolatanın tadı bu denli güzel gelmezdi belki onca yorgunluk olmasaydı.Gerçi yanımda olan dostların payını göz ardı etmem hiç.Onlarla yapılan herşeyde alırım o güzel tadı ama emek verdik,sabrettik hepimiz,-du bakalım -hadi bakalım deyip sırtımızı sıvazladık ya budur işte aslolan :)






Ben, ille varım dersen,bir gün pusuya düşersen,insanları sevmek
Büyük hüner...



Bu dünyada yaşadığın şu kadar yıl,gerçek'ten, güzellikten, yüğitlikten,
payına düşeni alabilmişsen,
vermişsen, payına düşeni;gerçek için, güzellik için,
gücüne karşı konmaz,korkusuz, direnirsin...
Bilirsin,bir kere korku düşerse adamın içine,bir kere koparsa sevdiklerinden,
mümkünü yok,gitti gider...

Söner gözlerinde güzelim ışık,kararır, çirkinleşir yüzü.
Önceleri, utanır belki,sonra vız gelir,umurunda olmaz dünya.

İnsanları sevmek büyük hüner,
İnsanlarla beraber! ...