11 Kasım 2011 Cuma

Geç bile kalmıştı bu patlama

Ben hep bişeyleri bekledim durdum bu güne kadar,belki de şu ana kadar.Hiç bi zaman bilemedim ne beklediğimi belki ama hep bekledim.Büyük bi sabırla hep bi durma halinde kaldım...
Şimdiyse her günümü boş geçirmiş gibi kötü bi his var kalbimin orta yerinde.Ve işin kötü bi yanı daha var artık beklemeye değer bi gün dahi canlandıramıyorum zihnimde.
Hani içim bomboş dedikleri bi laf varmış ya,öyle işte.
İçimde bi boşluk,anlamsız bi anlamsızlık...
Sanki koca bi balon yutmuşumda iç organlarım sıkış tepiş olmuş içimde.İşte o içimdeki koca hava kütlesi nefes alamayışıma sebep.Her derin nefes alma çabamda daha da yorulmam demek...
Yine can havliyle bi o duvara bi bu duvara çarpıyorum.
Yine bilinmezliklere gebe kalıp en olmadık zamanda koca bilinmezlikler doğuruyorum...
Anlaşılamıyorum yine.Bencilliklerden bıkıyorum.Yüzlerine bakmak istemiyorum.Deniyorum ama başımı kaldırıp gözlerini bulmaya hevesimin olmadığını fark edip üzülüyorum sonrasında.
Ben böyle zamanlarda en çok çocukluğumu özlüyorum aslında...
Aklımda beliren kare hep,üzerimde önlüğüm öğleden sonra 3 civarı eve giden yolda arkadaşlarımla oyuna dalıp eve gitmeyi unuttuğum anlara çıkıyor...
Evlerin gölgeleri,sokakta bulup eve götürdüğüm kedi yavruları,Rıfat'ın çantası,Aliye'nin ayakkabıları,Sinem'in bakışları aynı hep.Ali abiden ucuza aldığımız cipslerin tadı hep o günlerdeki gibi...
Beynim oyun oynuyor bana,geçmiş zamandaki oyunlar yetmezmiş gibi...
İşin özünde bugün mutsuzsam hemen düne sığınıyorum ben.Dünü arıyorum,bu günlere dünü soruyorum.
Hiç unutmuyorum işte o yüzden de hep umut ediyorum istemsiz.
Böyle zamanlarda ben en çok çocukluğumu özlüyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder