9 Mart 2012 Cuma

* Söküp atmak hayat olmayan ne varsa..."Hiç yaşamamışım"dememek için ölüm saati geldiğinde.

Perşembe bizim için hafta sonunun başlangıç zillerinin çalması demek.Cuma gününün tatil olması kadar güzel bişey var mı.Bence yok.Nasıl yakışır cuma gününe tatil.O kadar çok yakışır işte :)
Perşembenin derdi salıdan düşüyo içimize ama olsun.Yoğun olsa da perşembeler çekilir yanı ağırlaştıran faktörler oldu hep bu zamana kadar.Hep tatlı yorgunluğu kaldı günün sonuna.
Bu gün yağan o uslu yağmur neydi öyle o...Boş boş sokakları dolaşmamıza sebep olan hani.
Bence bütün sokak lambaları turuncu olmalı diyorum ben yağmurun altında dolaşırken.Öyle değil mi ama?




Bide nası çilek istedi canım bugün...Uzun süre burnumdan gitmedi kokusu...Tabi ki yalnız çekmedim o işkenceyi,Canların da canı var dedim bilirim onlarınki de ister diye,sızlandım da sızlandım olsaydı da yeseydik diye.Neyse.Şimdi de size yapıyorum aynısını,hemde görüntü destekli.Kızmayın ama,yemez miydik olsaydı...


*  ”Sevgilim olmayan ama sevdiğim biriyle, genişçe bir koltukta, battaniye altında oturup film izlemek isterdim.Sessiz zamanlarda cama vuran yağmur damlalarının varlığını bilmeyi... Arada sırada film hakkında bir şeyler söylemeyi...
Ama dokunmamayı.
Asla dokunmamak gerekir. Çünkü dokunduğunda gerisinde aidiyet gelir. Ait olmak korkutur. Hatalar yaptırır. Yıpratır. En iyisi hep konuşmak.

Dokunursan her şey bozulur.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder